Otel ve Tatil Rehberi

Otel ve Tatil Rehberi

Hacı Sayid

Hacı Sayid

Baklavacı olarak 20 metrekarelik küçük bir dükkanla başlayan Hacı Sayid’in hikayesi, bugün geleneksellikle modernliğin harmanlandığı 40 mağazalık bir zincir markaya ulaşmış durumda. Kaliteli servis anlayışı, sunduğu eşsiz lezzetleri ve kurdukları müşteri yakınlığı sayesinde hayal ettikleri gibi tanınır bir marka haline gelen markanın yaratıcısı ve kurucusu Burhan Dinçerler ile İstanbul Haramidere’deki üretim tesislerinde bir araya gelerek Hacı Sayid’i konuştuk…

 

Baba mesleği olan baklavacılığı hayatının merkezine koyan ve hayatı tam bir başarı öyküsü olan Burhan Dinçerler, Hacı Sayid markasının ilk günden beri her sürecine hakim olan bir patron. Şirinevler’de açtığı 20 metrekarelik dükkanın ardından bugün 40 şubesiyle 1300 çalışana sahip olan Hacı Sayid’i, bu duruma işin en alt basamağından zirvesine doğru adım adım tırmanarak getiren Dinçerler, başarısının ardındaki stratejileri ve hedeflerini anlattı.

 

Baklavalarıyla ünlü Hacı Sayid markası nasıl doğdu?

İlk olarak 1981 yıllında askerliğimi yaptım ve henüz 22 yaşındayken, 1982 yılında kendi işimi kurdum. Önce amcamın yanında Seyidoğlu’nda çalışıyordum. Mesleği onun yanında öğrendim. Babam ve ağabeyim de amcamın yanında çalışıyordu. Benim hayalimse amcam gibi bir marka olmaktı. O zamanlar marka bilinci pek olmamasına rağmen, baklava olarak en bilinen markalardan biri de Seyidoğlu’ydu. İlk dükkanımız Şirinevler’de 20 metrekarelik bir dükkandı. 100 metrekarelik bir imalathanede her şey üretiliyordu. Babam ve abim de bana katıldı ve böylece amcamın yanından tamamen ayrılmış olduk.

 

Peki Hacı Sayid nasıl bu kadar büyüdü? Nasıl bir büyüme politikası izlediniz?

Zamanla 20 metrekarelik dükkan yetmemeye başladı ve bunu büyütmeye karar verdik. Babam bu duruma pek cesaret edemese de 1985 yılında ikinci dükkanımızı açmayı başardık. Doğru büyümemizdeki en önemli etken, başka semtlere gidip dağılmaktansa, yakın civarlarda dükkan açıyor oluşumuzdu. Şirinevler’e en yakın semtlerden biri olan Yenibosna’da ikinci Hacı Sayid açılmış oldu. Üçüncü ve dördüncü şubeleri de açtıktan sonra, 2000’li yıllarda tam anlamıyla atağa geçtik. Babamızı kaybettikten sonra abimle yola devam ettik. 2001 yılından sonra büyümek için kurumsallığa dönmemiz gerektiğine karar verdik. Küçük esnaf düşüncelerini bir kenara bıraktık ve hedeflerimizi yüksek tuttuk.

 

Markanızı büyütürken ve bugünlere getirirken ilham noktanız ne oldu?

92 yılında Paris’e gittim. İlk kez yurtdışına çıkmıştım ve gidince çok şaşırdım. Sanki başka bir dünyaya gelmiş gibiydim. O zamanlar Türkiye’deki insanların da yüzü fazlasıyla Avrupa’ya dönüktü. O an Türkiye’nin de Paris gibi kafeleri olması gerektiğini düşündüm ve her yıl yurtdışındaki fuarlara gidip sektörü takip etmeye başladım. Türkiye’deki küçük pastane ve kafelerin ne kadar yetersiz olduğunu gördüm. Böylece 1995 yılında Gaziosmanpaşa’da Hacı Sayid’in ilk cafesini açmış oldum.

 

Markanızın cafesini açmak beklentilerinizi karşıladı mı?

Cafe inanılmaz büyük iş yaptı. Sonra Esenler’de bir mağaza buldum ve orada da bir cafe açtım ve o da çok iyi iş yaptı. Bugün hala devam ediyor.

 

Yola çıktığınız 20 metrekarelik ilk dükkan hala duruyor mu?

Oradaki 20 metrelik dükkanı yedi yıl önce Şirinevler Camii’nin bitişiğinde dört katlı bir binaya taşıdım. 20 metrekarelik yerde 25 yıl kaldık. Yedi yıldır da taşındığımız bin metrekarelik yerdeyiz ve 40 şubeye ulaştık. Başarıya odaklanıp parayı unutunca, bu sefer para senin peşine takılmaya başlıyor ve başarılı oluyorsun.

 

Bu kadar çok şubeyi yönetmek zor oluyor mu? Nasıl bir sistemle ilerliyorsunuz?

Şu an tamamıyla kendi öz sermayemizle kurulan 40 mağazamız var. Bir mağazanın minimum maliyeti 1 milyon TL. 3-5 mağazanın ardından artık markalaşma süreci başlamış oldu. Yola üç çalışanla başlamıştık, bugünse Hacı Sayid’de 1300 personel çalışıyor. Baktığınız zaman biz de bir banka gibi çalışıyoruz. Nasıl çalışıyor banka? En üstte bir genel müdür var, altında bölge müdürleri var, onun altında şube müdürleri var, onun altında şube müdür yardımcıları var. Sistem aynı sistem, hiç değişmiyor. Eğer açtığımız mağaza iyi gitmiyorsa, onu kapatıp başka bir yerde açıyoruz veya çok talep olan mağazalarımızı genişletip, talebe yetişmeye çalışıyoruz.

 

En çok hangi şubenizden memnunsunuz?

‘Her çiftliğin bir horozu vardır’ diye bir söz vardır. Zamanla ister istemez bulunduğun semtin horozu oluyorsun ve ondan sonra kimse senin yanına yaklaşamıyor. Bu durum yola ilk başladığımız Şirinevler şubemiz için geçerli. Şirinevler ve Bahçelievler civarında setiz tane mağazamız var. Dolayısıyla başka bir marka geldiğinde barınamıyor. Neden? Çünkü buradaki insanlar yıllar geçtikçe Hacı Sayid markasını benimsediler. Bu nedenle en çok iş yaptığımız mağazalar, bu semt civarındaki şubeler. Örneğin, Gaziosmanpaşa ve Esenler tarafında açtığımız dükkanlar hemen hemen 20 yıldır oradalar ve oranın halkı artık bize fazlasıyla alıştı ve bizi kendilerinden biri gibi görüyorlar.

 

Peki alışveriş merkezlerinde durum nasıl sizce?

Alışveriş merkezlerindeki çalışma sistemiyle cadde mağazacılığı çok farklı. Cadde mağazacılığında insanlar akşam işinden evine giderken, yol üstünde durup bir kutu baklava alabiliyor ama bu AVM’de mümkün olmuyor. Yol üzerinde arabayı durdurup, tatlısını alıp çıkmak insanlara pratik geliyor. Bizim çalışma şeklimizle AVM’lerin çalışma sistemi çok farklı ama yine de AVM’lerde de şubelerimiz var.

 

Sadece baklavayla sınırlı olmayan geniş bir ürün gamınız var. Bunda restoran sistemine geçmenizin etkisi var mı?

İlk başta baklavayla yola çıktık. ‘Baklavacıyız’ dedik. İlerleyen zamanlarda pastayı ekledik. Zaman geçti sütlü tatlıları ekledik. O da yetmedi çikolata ve lokum da koyduk. O da yetmedi kahve koyduk. Ve en sonunda restoran konseptiyle beraber yemek de koyduk. Mecbur kendimizi zamana adapte ettik. İnsanlar neyi istiyor ve zaman neyi gerektiriyorsa yeniliklerin peşinden gitmeyi hedefledik. Artık tek pastalar çıktı, şekilli kurabiyeler çıktı, yeniliklerin sonu yok. Ar-Ge departmanımız her gün yeni bir ürün üzerinde çalışıyor.

 

Ağırlıklı olarak Avrupa yakasında faaliyet göstermenizin sebebi nedir?

Anadolu yakasında sadece Üsküdar’da varız. Çünkü biz butik ürün yapıyoruz, fabrikasyon değil. Tamamen el emeği ve göz nuru. İstanbul trafiğinde ürün götürmek çok zor. Ürünlerimiz süt, yumurta gibi bozulabilecek malzemeler içerdiğinden hemen teslim etmek zorundayız. Bazı ürünlerimiz sadece bir saat içerisinde tüketilmek üzere üretiliyor. Bizim en uzun sevkiyatı olan ürünümüz iki gündür, iki günde tüketilmeyenler satılmaz. Üretimhanemiz Avrupa yakasında olduğu için mağazalarımızı da bu yakada açmaya özen gösterdik. Bizde sabahları poğaça ve börek için araçlar çıkar, öğlen pasta için çıkar, öğlenden sonra 13:00 gibi de tatlı servisimiz başlar. Bir araç günde üç defa servise çıkıyor ve her mağazanın kendine ait aracı var. Çünkü bazen günlük özel siparişler olabiliyor. 

www.hacisayid.com

Adres: Şirinevler Mah. Mareşal Fevzi Çakmak Cad. 1. Sok. Meydan İş Merk. No: 2/11 Bahçelievler / İSTANBUL
İletişim: 0212 452 54 40